Fransa’da 25 yıl yaşayan Eylem Şemin, Türkiye’ye gelirken yanında getirdiği bir avuç lavanta tohumuyla kendi işini kurdu. Babasının Ankara Yapracık’ta bulunan buğday tarlasında tohumları fidana dönüştüren Şemin, bir buçuk yıl gibi kısa bir sürede lavanta tarlasını oluşturdu.
Fransa’da 25 yıl boyunca mühendis olarak çalışan Eylem Şemin, Ankara’da yaşayan ailesini ziyarete gelirken yanında getirdiği bir avuç tohumla Türkiye’ye yerleşmeye karar verdi. Tohumlardan arkadaşı Feridun Ceylan ile birlikte lavanta fidanı yetiştirmeyi başaran Şemin, yaklaşık 4 yıl gibi bir sürede tamamlanan lavanta tarlasını 1 buçuk yıl gibi kısa bir süre içerisinde oluşturdu. Şemin, yakın arkadaşı Ceylan ile birlikte çocukları gibi baktıkları lavantaların tüm fidanlarını kendileri toprakla buluşturdu.
Yaklaşık 6 dönüm alan üzerine ekilen lavantaların çiçeklerinin oluşmasıyla mor renge bürünen tarla, fotoğraf severler için doğal bir stüdyoya dönüştü. Lavantanın mor tonlarını fon yapan ziyaretçiler, en güzel kareleri yakalamaya çalışıyor. Türkiye’nin dört bir yanında gelen ziyaretçiler, tarlalarda oluşturulan farklı dekorlarda fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarışıyor.
Başkent’in ikliminin lavanta yetiştirmeye uygun olduğunu belirten Eylem Şemin, 3 buçuk yıl önce ailesini ziyaret için Türkiye’ye geldiğini belirterek, “Tohumları bahçemize ektik, kısa bir sürede bu hale getirmeyi başardık. Topak çok verimli. Kimyasal kullanılmamış bir toprak. 4 yılda atacağı boyu 1 buçuk yılda attı lavantalar” dedi.
“Bu kadar geniş çaplı bir hayran kitlesi olduğunu bilmiyorduk”
Lavantanın çok farklı kullanım alanları olduğunu belirten Şemin, “Burada kalıcı görünüyorum. Bu iş devam ettikçe buradayım. Ankara’da böyle bir yerin var olmasını kimse düşünemiyor. Isparta’da 60’lı yıllarda başlamış lavanta üretimi buradan Isparta’ya Lavanta çiçeklerini görmeye giden insanlar var. Ankara’da böyle bir yer olduğunu duyunca onlar da çok seviniyor. Biz de bu ilgiye şaşırdık. Bu kadar geniş çaplı bir hayran kitlesi olduğunu bilmiyorduk” diye konuştu.
Lavanta tarlasında beklentisinin üstünde bir verim elde ettiklerini kaydeden Şemin,” Biz daha çok görsel daha sonra ticari olarak düşünmüştük, gelen tepkiler çok güzel. Bunlar bizim çocuklarımız gibi. Bir sene boyunca emek veriyoruz. Çok kısa bir dönemde açıyor. Haziran’ın ilk haftasında açmaya başlıyor çiçekler, Ağustos sonunda da hasat yapılıyor. Bu 3 aylık kısa sürede ziyaretçilerimize açıyoruz. Onlardan isteğimiz, çiçekleri koparmamaları, çocukları gibi özen göstersinler istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Almanya ve Rusya’nın karpuzu Adana’dan
bu tarz teknoljileri uygulamamız lazım