Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek, 2023 yılı için açıklanan hububat taban fiyatlarını eleştirdi.
Geçen yıl prim dahil ton başına 7 bin 400 lira olan buğday taban fiyatının bu yıl 1000 liralık primle birlikte 9 bin 250 lira olarak açıklandığını aktaran Gürer, “Bu yıl yüzde 40’lık enflasyon rakamı dikkate alındığında, bu rakam en az 10 bin 460 lira. Aradaki fark bin 210 lira” dedi.
2002 yılında 1 ton buğday satan üreticinin, bu parayla 11 çeyrek satın alabildiğini anımsatan Gürer, bu yıl açıklanan taban fiyata göre 1 ton buğdayla sadece 4 çeyrek satın alınabildiğine işaret etti.
Düzenlediği basın toplantısında geçen yılkı hububat taban fiyatı ile bu yıl ki taban fiyat artışını da kıyaslayan Gürer, “2022 yılında prim dahil ton başına 7 bin 450 lira olan buğday fiyatı, TÜİK’in açıkladığı bugün için yüzde 40’lık enflasyon rakamı göz önünde bulundurulduğunda en az 10 bin 460 lira olması gerekir. Buğdayda açıklanan fiyatla olması gereken fiyat arasında, üretici aleyhine enflasyon dikkate alındığında dahi yaklaşık 1210 lira fark var” dedi.
Aynı oranın arpa fiyatında da göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade eden Gürer, “2022 yılında prim dahil 6 bin 200 lira olan arpa fiyatına bu yıl yüzde 40’lık enflasyon rakamı eklendiğinde, 2023 yılı arpa taban fiyatı ise ton başına en az 8 bin 680 lira olması gerekiyor. Enflasyonun çok altında bir taban fiyat çiftçi mutlu etmez” dedi.
Gürer açıklamasında, “Enflasyon yüzde 40 olarak açıklanmasına rağmen, geçen yıla göre buğday alım fiyatı artışı yüzde 24, arpa alım fiyatı ise yüzde 21 olmuştur. Enflasyon artışının yaklaşık yarısı kadar taban fiyat artışı yapılmıştır. Bu durum, üreticinin edeceği kazancın yarısına el koymak anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.
Gürer, açıklanan taban fiyatları ile enflasyon eklenerek dahi olması gereken fiyatlar açısından da bir kıyaslama yaparak, “Kasım- aralık döneminde ekim yapan üreticinin zararı daha fazla. Tarla kirası, mazot, tohum, ilaç, gübre, işçilik, traktör ve biçerdöver giderleri hesaba katılarak girdi maliyeti + enflasyon + makul kar ile en az taban fiyat prim dahil ton fiyatı 13.000 TL olması gerekirdi.” dedi.
Gürer, basın toplantısında çiftçilerin TMO yerine doğrudan tüccara ürün satmak zorunda kaldığı duruma da dikkat çekerek, “Çiftçilerin önemli bölümü özellikle küçük çiftçilerin Toprak Mahsulleri Ofisi’ne ürün vermek yerine doğrudan tüccara ürün satmak gibi bir mecburiyeti var. Her yerde ofis alım yapmıyor. Nakliye, işçilik yanında ofis 30 günde aldığı ürüne ödeme yapıyor. Çiftçi borçlu, zorunlu olarak tarlada ürün satıp tohum, ilaç, gübre borcunu ödeyecek. Bunun yansıması da 8 bin 250 liraya buğdayını vermek zorunda kalması. Bu durumda çiftçinin önümüzdeki yıllarda ekim yaparken düşünmesini getirecek. Çünkü geçtiğimiz yıl seçim var diye yüzde 200 üzerinde bir fiyat artışı verilirken bu yılki fiyat artışının yüzde 24’le sınırlandırılması ve enflasyon altında fiyat kalması çiftçiyi mağdur etti.
Buğdayda döviz artışı, Ukrayna -Rusya arasında süren savaş ileriye dönük sıkıntı üretebilir. Bu yıl TÜİK 20.500.000 ton üretim öngörüyor. Artan nüfus ve gelecek turist sayısı ile buğday da kendi kendine yeterlilik riski artabilir. Çiftçi farklı ürün desenine yönelmesi sorunu derinleştirir. Bu süreç doğru yönetilmemesi sorunları artırır” ifadelerini kullandı.
Belediyeden manda üreticilerine 20 ton yem desteği